5 Ocak 2016 Salı

Fransa'nın En Özel Bölgesi Fransız Rivierası



Fransız Rivierası blog yazıma nerden nasıl başlasam diye düşünüyorum. Biz buraya Paris’ten geldik. Paris çok bilinen bir şehir anlatmak gereği duymuyorum. THY ile Paris’e geldik 2 gün kaldıktan sonra Riviera denilen bölgeden ilk şehrimiz Nice oldu. Nice anlatmadan Vize kısmında size bir detay anlatacağım bizim vizemiz olmasına rağmen pasaport polisi bizi çok uğraştırdı. Kuyruk aldı başını gitti. Bu bölgeyi 3 gün boyunca geziyoruz. Çok faklı bir yer, çok faklı bir havası var. Tipik Akdeniz memleketi bana hitap ediyor.  Burada Hotel Brice diye bir yerde kalıyoruz. Hanımlara bol bol alışveriş yaptılar. Bazen otelin merkezden uzak olmasını dilemediğim zamanlar olmuyor değil!

Hasan Bey ve eşi Müge Hanım ve bizim çocuklarla Promenade des Anglais'deki caddede yürüyüş yapıyoruz. Yürümek insanı rahatlatan bir eylem. Buradan Marche Aux Fleurs yani çiçek pazarını geziyorum. Bir birinden şık hanımlar beyler var burada. Ortalık zengin Fransız ve zengin tusrist kaynıyor sanki bana öyle geldi. Place du palais de justice yakınlarındaki bir kafede kahve içiyoruz. Kafenin ortamı çok faklı yüksek tavanlı ve çok kalabalık bir mekân ama yine de sevdim. Kahvemizi içtikten sonra Chateau de Nice yani Nice şatosuna çıkıp fotoğraflar çektik bizde fotoğrafı çocuklar çekiyor daha çok. Manzara muhteşem azizim! Nice sahille İnin turkuaz rengine hayran kalıyorum.





Çağdaş sanat müzesini geziyoruz şehir merkezinde sonra tekrar çocuklar için alışverişe yöneliyoruz. Avenue Jean Medecin caddesi alışveriş cenneti. Ayaklarım yoruldu otele dönmek istiyorum ama rahber turumuzun devam ettiğini söylüyor bir şeyler de kaçırmak istemiyorum açıkçası. Rehberimiz Ercan son derece efendi ve bilgili bir çocuk rehberlik mesleğini aşkla yaptığını söyleyebilirim. Akşam otele döndüğümde yatacak yer arayacağım kesin.



5. Günümüzde Eze kasabasını gezip Monaco’ya geliyoruz. Eze ile ilgili hatırımda kalan güzel şeyler ünlü düşünür Nietzsche ve şahane ara sokak manzaraları. Gerçekten bu köyde yaşanır diyorum. Monaco filmlere şarkılara konu olmuş şehir. Güzel olmaz mı! Güzel. Burada meşhur Monaco Sarayını gördük, güzel bir yapı, bence mütevazi de.  Askerlerin nöbet değişimini izledik Japonlar yine fotoğrafta video da, belki de Koreliler bilemeyeceğim. Monaco’yu tepeden görüyoruz, liman yatlarla dolu, manzara bana İzmir’i hatırlattı nedense. Ege’yi mi özledim ben!


Monaco’dan sonraki Durağımız Monte Carlo lakin bu şehri pek tutmadım. Kumar da ilgimi çekmediği için benim için vasat bir şehir olarak kaldı. O yüzden detay da yazmıyorum. Cannes aktiviteler Festivaller şehri, bak burası Riviera’ya yakışan bir şehir. Sahil boyu caddesi, palmiyeleri ile insana Akdenizde oluğunu hissettiriyor. Cannes’da bir birinden ünlü mağazalar var, mekanik bir saat istiyorum. Fiyatını sordum yüzüm ekşimiştir kesin. Ama aramızda kalsın! Sahili bile insanın içini açmaya yetiyor. Öğle yemeğinde canım Fransız usulü az pişmiş biftek istiyor, yanında kırmızı şarap çocukların gözü üzerimde çok kilo almışmışım bu tatillerde. Onlardan da bir şey gizlenmiyor. Genç olsak göbeğimizi içe çekerek yürürdük. Son olarak buradan aziz dostum Engin'e de selamlar azıcık reklamını da yapayım, her şeyimizle ilgilendi sağolsun Turco Travel bize burda da pervane oldu.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder