11 Ocak 2016 Pazartesi

En beğendiğim Şehir "BERLİN"



Almanya’nın Yıldızı Berlin

Berlin Avrupa’daki büyük şehirler arasında en beğendiğim şehirdir. Neden? Çünkü bu şehrin başka bir enerjisi, başka bir çekiciliği  ve albenisi var. En azından Almanya gibi zengin bir ülkenin metropolü olmanın avantajına sahiptir. Alexanderplatz Meydanı ve o meşhur Alman TV kulesiyle diğer Alman şehirlerine benzerliği de yok değildir. Sana bir de havadan baktım aziz Berlin demek için TV kulesine çıkın, bir şeyler için ve bol bol fotoğraf çekin. Berlin’de Mitolojik Neptün çeşmesi görsel şölen sunuyor insana. Berliner Dom’u vasat bulsam da karakterli bir bina. Müzeler adası ve Bergama müzesini görmek tüylerimi diken diken ediyor. Biz Berlin’de yabancı sayılmayız. Kaliteli ve ağız tadınıza uygun yemek bulmak kolay seçeneğiniz çok.



Berlin’de Checkpoint Charlie noktasına gelince o geçmiş günlerdeki bölünmüş yıllara doğru gidiyorsunuz. Bir askeri kontrol noktası hala orada tutuluyor. Önünde kum torbalarıyla dolu bir kontrol noktası var. Charlie direğini hemen 5 metre ileride göreceksiniz. Yine kontrol noktasında bir üniformalı askeri görüyorsunuz. Bu noktanın hemen ardında büyük bir Mac Donald’s var bizim çocuklar nedense Almanya’ya gelince hamburger yemeyi özlemiş.


Berlin Duvarının oradan devam edince Postdam Meydanına çıkarsınız. Ben burayı Hollanda’nın Rotterdam şehrine benzetiyorum. Yeni Almanya’nın fütüristtik binaları ve mimarlık örnekleri var. Ben pek beğendiğimi söyleyemem. Ama itiraf edeyim ki her geldiğimde şaşırdığım bir yer burası. Binalar faklı ve göze hitap ediyor. Hepsi iyi birer mimari örnektir.

Postdam Meydanından Brandenburg Kapısına doğru giderken soykırım anıtını görüyorsunuz onun az ilerisi Hitlerin yeraltı sığınağı, Berlin düşünce orada intihar ediyor. Bu yeraltı sığına kurt ini deniliyormuş. Tam kurt ini yani. Savaş çok kötü bir şey, umarım dünyanın hiçbir yerinde savaş yaşanmaz. Brandenburg Kapısı, Berlin denince benim aklıma düşen ilk yapı mı desem anıt mı desem bilemedim. Kapının üzerinde mahşerin 4 atlısı var. Bronz heykelin elinde meşhur alman kartaalı yani imparatorluk arması var. Bildiğiniz gibi bu Napolyon Belin’i işgal edince anıtı söküp Fransa’ya taşımak istemiş fakat bu işi başaramayınca bari şu bronz heykeli  oradan alayım bu Almanlara ders olsun demiş. Bunu da başarmış Napolyon ve fakat bu ama Almanlar Fransayı işgal edince bunu unutmamış ve o heykeli geri almışlar Brandenburg anıtın üzerine tekrar yerleştirmişler. Almanlar ve Fransızlar pek sevişirler Avrupa kıtasında bilirsiniz. 

Yoğun geçen günümüzü Brandenburg Kapısı’nın önünde tamamlıyoruz. Bol bol fotoğraf çekiyoruz. Bizim gibi turistler çoğunlukta. Berlin’in imparatorluk dönemlerinde kullanılan kapılarından birisi olan bu kapının tarihi önemi çok büyüktür. 

Berlin, barları, şehirdeki canlılığı, multi kültürel yapısı ve zengin bir şehir oluşu nedeniyle benim yıldızım olmaya devam ediyor. Siz Berlin’e gelince neler yapabilirsiniz. Gölleri ve doğası ile ünlü Postdam bölgesi gibi yerler vakit varsa mutlaka görülmesi gereken yerler sıralamasında olmalı. Ayrıca güzel bir kanal turu da Berlin’i görmek için iyi bir fırsat olabilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder