10 Ocak 2016 Pazar

Çin Kültürü ve Pekin Notlarım



Çok yorucu bir yolculuktan sonra Pekin’e iniyorum. Doğrusu hem endişeli hem heyecanlıyım. Bu şehre ilk kez geliyorum daha doğrusu Çin’e ilk defa geliyorum. Olumlu, olumsuz o kadar çok şey söylendi bu şehir. Hava alanına inince nasıl bir ülkeye geldiğimin farkına varıyorum. Her yer insan kaynıyor saatlerce beklesen kuyruk bitmez gibi görünüyor ama kuyruk hızla eriyor. Hava alanında akademisyen arkadaşım Hau beni karşılıyor. Bir an beni bulamayacak diye endişe ediyorum. Ama o beni buluyor. Her zaman ki gibi güler yüzlü, İzmir ve İstanbul’da kendisi ile bir platformda görüştük.

Trafik çok yoğun Pekin içindeki büyük bir caddeden geçiyoruz. Bay Hau sıkı bir otomobil sever, markalar ve modellerle ilgili birlgisi derya gibi. Bindiğimiz araç Almanların en iyi marka ve modellerinden biri diyeyim reklama girmesin. Bay Hau’nun evine geldik ben yüksek 30 katlı binalar beklerken bildiğiniz havuzlu bir düşük katlı binalar sitesindeyiz. Siz İzmir’in Bostanlısı gibi düşünebilirsiniz.
Dostum Hau beni akşam yemeğe götüreceğini söylüyor, aslında gönlüm evde yemekten yana ama söyleyemiyorum. Duş alıp odama yerleşiyorum. Tüm konfor mevcut, aslında şunu fark ettim aynı bilim dalı aynı unvanda olmamıza rağmen o benden çok kazanıyor olmalı. Hatta şunu söyleyebilirim benim 3 katın civarında kazanıyor olmalı çünkü kullandığı araç bizde 95.000 euro civarında. 



Çin ve yemek kültürü ile ilgili o kadar çok şey okudum ki ayaklarım geri geri gidiyor. Ya gittiğim yerde yiyecek bir şey bulamazsam. Ama yapacak bir şey yok, Hau kapımı çalıyor çıkıyoruz. Beyefendi baya şık giyinmiş belli ki şehrin önemli bir müessesine gidiyoruz. Gerçekten de öyle oluyor Pekin’in en önemli restoranlarından birine giriyoruz. Işıklar, ambias etkilenmemek elde değil. Menü’de Bay Hau bana yardımcı oluyor. Bak bunlar sebze, sen Müslüman bir ülkeden geliyorsun bu bu etler sizde tercih edilmez diyor. Ben patlıcalı bir yemek tercih ediyorum. Tüm yemeklerinde soya sosu kullanıyor olmalılar. Masamız donanıyor, salatadan içeceklere her şey lezzetli, o Çin negetif algısından eser yok. Garsonlar, kıyafetleri, masa düzeni, hijyen 10 numara. Bir de unutmadan yosun salatasını çok beğendim çok faklı geldi bana. Sonra şişler içinde masamıza gelen yemeğe şaşırdım Bay Hau onları tercih etti. Sıcak soslarla sunuyorlar.

Pekin’de ikinci gün yanımızda iki akademisyen daha var onlarla Cumartesi gerçekleşecek olan Kongre detaylarını konuşacağız ama önce Houha Gölü etrafında biraz dolaşıyoruz sonra yine yemek vakti geliyor. Yemekten sonra kongre ile ilgili notlarımızı çıkarıyor ve küçük detaylar üzerinden geçiyoruz, her şey tamam. Çinliler işine çok bağlı insanlar, büyük saygı ile beni ve diğer konuşanları dinliyor, not alıyorlar. Bu sıkıcı ön çalışma işlerini bırakıp Pekin’de meşhur bir yere geldik, her yer barlarla dolu, o kadar çok insan var ki şaşırmamak elde değil. Her yer İstiklal Caddesi kıvamında. Ben böyle kalabalık toplum görmemiştim, Pekin’de çok şaşırdım ama herhangi bir olumsuzluk henüz yaşamadım. Bay Hau’nun telefonu çalıyor, bir anda sesinin tonu yumuşuyor, gülüyor şekilden şekile giriyor. Ne oluyor yahu diye düşünüyorum. Bay Hau açıklıyor bir arkadaşı geliyormuş bize eşlik edecek. Hadi bakalım, Hau keyifli adam. Sonra biri geliyor. Kız ahu afet, şaşırıyorum bu kadar güzel uzak doğulu görmemiştim. Bay Hau benimle tanıştırdı, herhalde asistanı yada öğrencisidir diye düşünürken baaaam diye söylüyor, sevgisiymiş. Vay be! 1 yaşıma daha girdim bu kız bu adamda ne buldu. Kıskandım adamı sonra kendimi ayıpladım.



Kızın adı Kelly çok şaşırdığımı görünce Çinde herkesin bir İngilizce ismi olduğunu söylüyor. Çok saçma buluyorum. Kız pek kibar ve zarif, insanı büyülüyor. Bay Hau bu düşündüklerimi bilse keser beni. Sonra öğreniyorum ki tabi Bay Hau değil kız anlatıyor beni ben memleketin en tanınmış akademisyenlerinden birinin arkadaşıymışım. Vay be bak sen şu Çinliye. Akşam kız evine gidiyor ben Bay Hau ile eve dönüyorum. Sonra utanıyorum adamı kızdan ayırdık mı diyerekten. Otel’e gideceğimi söylüyorum Bay Hau alınıyor beni misafir edeceğini söylüyor. Tamam diyorum. Sonra Bostanlı İzmir anıları, İstanbul derken yatmaya gidiyoruz.

Sabah kahvaltı için sitenin yakınındaki bir yerdeyiz sonra o meşhur Tiananmen Meydanı’ndayız. Çok geniş daracık meydanlar görmeye alışmış birisi için şaşırtıcı. Hemen yanı başında ulusal müzeleri var. Mao anıtı, Mao’nun posteri derken kendimizi bir AVM’de buluyorum. Adama şaşırıyorum bir yandan da hayran kalıyorum gittiğimizde elime paketler tutuşturdu Bay Hau, bunları çocuklar bunlarda hanımefendi için deyince, Kelly’nin bu adama neden hayran hayran baktığını anlıyorum.

Yarın Kongre var. Benim için heyecanı yok ama Çinlileri heyecanlı ve istekli gördüm. Pekin’de gördüm ki ABD hayranlığı büyük! Burası olursa bir ABD kopyası olur. Kongre’den sonra yazlık saray, Çin Seddi ve Yasak Şehir’i gezeceğiz turla. Sonra konser ve yemekle Pekin gezim sona erecek. Şimdilik Pekin’den bu kadar saygılar hürmetler.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder