Çok
yorucu bir yolculuktan sonra Pekin’e iniyorum. Doğrusu hem
endişeli hem heyecanlıyım. Bu şehre ilk kez geliyorum daha doğrusu Çin’e ilk
defa geliyorum. Olumlu, olumsuz o kadar çok şey söylendi bu şehir. Hava alanına
inince nasıl bir ülkeye geldiğimin farkına varıyorum. Her yer insan kaynıyor
saatlerce beklesen kuyruk bitmez gibi görünüyor ama kuyruk hızla eriyor. Hava
alanında akademisyen arkadaşım Hau beni karşılıyor. Bir an beni bulamayacak diye
endişe ediyorum. Ama o beni buluyor. Her zaman ki gibi güler yüzlü, İzmir ve
İstanbul’da kendisi ile bir platformda görüştük.
Trafik çok yoğun Pekin içindeki büyük bir caddeden
geçiyoruz. Bay Hau sıkı bir otomobil sever, markalar ve modellerle ilgili
birlgisi derya gibi. Bindiğimiz araç Almanların en iyi marka ve modellerinden
biri diyeyim reklama girmesin. Bay Hau’nun evine geldik ben yüksek 30 katlı
binalar beklerken bildiğiniz havuzlu bir düşük katlı binalar sitesindeyiz. Siz
İzmir’in Bostanlısı gibi düşünebilirsiniz.
Dostum Hau
beni akşam yemeğe götüreceğini söylüyor, aslında gönlüm evde yemekten yana ama
söyleyemiyorum. Duş alıp odama yerleşiyorum. Tüm konfor mevcut, aslında şunu fark
ettim aynı bilim dalı aynı unvanda olmamıza rağmen o benden çok kazanıyor
olmalı. Hatta şunu söyleyebilirim benim 3 katın civarında kazanıyor olmalı çünkü
kullandığı araç bizde 95.000 euro civarında.
Çin ve yemek
kültürü ile ilgili o kadar çok şey okudum ki ayaklarım geri geri gidiyor. Ya
gittiğim yerde yiyecek bir şey bulamazsam. Ama yapacak bir şey yok, Hau kapımı
çalıyor çıkıyoruz. Beyefendi baya şık giyinmiş belli ki şehrin önemli bir
müessesine gidiyoruz. Gerçekten de öyle oluyor Pekin’in en önemli
restoranlarından birine giriyoruz. Işıklar, ambias etkilenmemek elde değil.
Menü’de Bay Hau bana yardımcı oluyor. Bak bunlar sebze, sen Müslüman bir
ülkeden geliyorsun bu bu etler sizde tercih edilmez diyor. Ben patlıcalı bir
yemek tercih ediyorum. Tüm yemeklerinde soya sosu kullanıyor olmalılar. Masamız
donanıyor, salatadan içeceklere her şey lezzetli, o Çin negetif algısından eser
yok. Garsonlar, kıyafetleri, masa düzeni, hijyen 10 numara. Bir de unutmadan
yosun salatasını çok beğendim çok faklı geldi bana. Sonra şişler içinde
masamıza gelen yemeğe şaşırdım Bay Hau onları tercih etti. Sıcak soslarla
sunuyorlar.
Kızın adı Kelly çok şaşırdığımı görünce Çinde herkesin bir İngilizce ismi olduğunu söylüyor. Çok saçma buluyorum. Kız pek kibar ve zarif, insanı büyülüyor. Bay Hau bu düşündüklerimi bilse keser beni. Sonra öğreniyorum ki tabi Bay Hau değil kız anlatıyor beni ben memleketin en tanınmış akademisyenlerinden birinin arkadaşıymışım. Vay be bak sen şu Çinliye. Akşam kız evine gidiyor ben Bay Hau ile eve dönüyorum. Sonra utanıyorum adamı kızdan ayırdık mı diyerekten. Otel’e gideceğimi söylüyorum Bay Hau alınıyor beni misafir edeceğini söylüyor. Tamam diyorum. Sonra Bostanlı İzmir anıları, İstanbul derken yatmaya gidiyoruz.
Sabah kahvaltı için sitenin yakınındaki bir yerdeyiz sonra o meşhur Tiananmen Meydanı’ndayız. Çok geniş daracık meydanlar görmeye alışmış birisi için şaşırtıcı. Hemen yanı başında ulusal müzeleri var. Mao anıtı, Mao’nun posteri derken kendimizi bir AVM’de buluyorum. Adama şaşırıyorum bir yandan da hayran kalıyorum gittiğimizde elime paketler tutuşturdu Bay Hau, bunları çocuklar bunlarda hanımefendi için deyince, Kelly’nin bu adama neden hayran hayran baktığını anlıyorum.
Yarın Kongre var. Benim için heyecanı yok ama Çinlileri heyecanlı ve istekli gördüm. Pekin’de gördüm ki ABD hayranlığı büyük! Burası olursa bir ABD kopyası olur. Kongre’den sonra yazlık saray, Çin Seddi ve Yasak Şehir’i gezeceğiz turla. Sonra konser ve yemekle Pekin gezim sona erecek. Şimdilik Pekin’den bu kadar saygılar hürmetler.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder